Asya’nın en doğusunda yer alan bu ada ülke; birçok kişinin farklı sebeplerle seyahat etmek istediği bir yer. Karşıt gibi gözüken birçok şeyin bir arada uyum içinde durması, ilk bakışta farklı gelebilir; ama Japon’lar bunun sentezini gündelik hayatlarına çok iyi uygulamış bir millet. Geleneklerine son derece bağlı ama aynı zamanda modernizme ve teknolojiye de bir o kadar açık hatta öncü konumdalar. Başkent Tokyo, ulaştığı yüksek teknoloji ve modern binalarıyla hareketli bir şehir. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olmasına rağmen insanları birbirine saygılı ve gündelik hayat karmaşadan ve çatışmadan uzak bir şekilde devam ediyor. Tokyo, yüksek binaları, tarihi tapınakları, teknoloji parkları, alışveriş merkezleri, 24 saat açık Karaoke barları ile çok canlı bir şehir. Dünyanın en fazla Michelin yıldızlı restoranına sahip bir şehir; bu sebeple sırf gurme gezisi için bile bu şehir tekrar tekrar ziyaret edilebilir. Tokya yakınlarındaki Kamakura Tapınağı, Büyük Buda heykeline ve birbirinden güzel tapınaklara ev sahipliği yapıyor. Yine Tokya yakınlarındaki Fuji Dağı; sırf izlemek için bile görülmesi gereken bir yer. Farklı zorlukta yürüyüş parkurları da bulunmakta ve Fuji Dağı’nın tepesinde izleyeceğinin gündoğumu; hayatta mutlaka yapılması gereken şeyler arasında. Fuji Dağı’nın en iyi izlenebildiği yerlerden birisi Hakone ve buradaki Onsen’lerden yani termal otellerden birinde kalabilirsiniz. Onsen’lerin Japon kültüründe önemli bir yeri var bu sebeple Japonya gezinizde mutlaka Onsen deneyimini yaşamalısınız. Otelin alternatifi olan bir başka konaklama ise Ryokan’lar. Geleneksel Japon evlerinden dönüştürülen bu yerler; geleneksel Japon mimarisini ve yaşamını yakından tanımak için ideal. Japonya’nın birçok yerine bullet train adı verilen hızlı trenlerle ulaşabilirsiniz. Hatta iç hat uçuştan çok daha güzel bir tecrübe.