M.Ö 2.000 e varan tarihiyle, Bali antik bir tarihe sahip bir ada. Çin, Hint ve özellikle Hinduizm kültürlerinin etkisinde kalmış ve bunun yansımalarını dillerinde, mutfaklarında ve sanatlarında görmek mümkün. Adada yer alan 20bin tapınağıyla, adaya neden “Tanrıların Adası” denildiği anlaşılıyor. Bazı Balinezler’in evinde hatta otelinizin bir bölümünde bile kutsal yerlerle karşılaşmak mümkün. Günlük olarak hazırlanan ve “canang sari veya sesajan” adını verdikleri, Tanrılar’ına sunulan çiçeklerden oluşan adaklar; her yerde karşınıza çıkacak. Üzerine basmamaya çalışın; kötü şans getirdiğine inanılıyor. “Eat, Pray, Love” filminde de spirütelliği ile ön plana çıkan bu ada; yoga ve meditasyon workshop’ları için de ziyaret edilen bir yer. Dünyanın en yoğun Müslüman nüfusuna sahip Endonezya’ya bağlı bu adanın neredeyse tamamının Hinduizm’e inanması, ziyaretçilerini ilk şaşırtsa da; bu durum adanın tarihi boyunca bağımsız olarak kalmasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar 19 ve 20. yy.’da Hollanda Krallığı bu adayı Endonezya’nın geri kalanı gibi sömürgeleştirmeye çalışsa da, Balinez’lerin buna karşı başlattıkları isyan karşısında tam bir egemenlik sağlayamamıştır ve Bali’nin renkli kültürü kesintiye uğramamıştır. Adanın, tam anlamıyla ikonik bir çok tapınağı bulunmaktadır: Ulawatu Temple ve Tanah Lot Temple bunlar içinde en turistik olanlar.